16 Aralık 2015 Çarşamba

Kentsel Dönüşüm // Kağıthane


Son yıllarda özellikle metropoliten kentlerde alışık olmadığımız yoğunluk ve büyüklükte kentsel müdahaleler izleniyor. Bu müdahaleler arasında dönüşüm ve yenileme adı altında geliştirilen projeler çeşitli semtleri tarihlerinden ve yaşayanlarından koparan uygulama yöntemleriyle çokça tartışılır hale geldi. Genelde bu projelerin kentleri çevreleyen gecekondu mahallelerinde, merkezde yer alan ve çöküntü alanları olarak adlandırılan yoksul mahallelerinde ve sanayiden arındırılan/arındırılmak istenen bölgelerde geliştirildiğini gözlüyoruz. Ayazma, Fener- Balat, Sulukule, Fikirtepe ve Kağıthane bu ilçelerden sadece birkaçı.
 Kentsel dönüşüme insan, mekan ve kent ölçeğinden bakmak gerekirse eğer kentte değişime karşılık gelen her şeydir aslında dönüşüm. Planlamada daha programlı bir değişim sürecine yönelik müdahaleleri içerir. Kısaca, çeşitli sebeplerle arazi kullanımlarda yaşanan değişme ihtiyaçlarına yönelik geliştirilen ve yalnızca fiziki planları değil mekânın içinde yaşayanları da hedefleyen planlı, programlı bir değişim sürecine karşılık gelir.Bu çerçevede “insan için kent” sloganından beslenen ve “kent hakkı” kavramı ile desteklenen, “kent öncelikle yaşayanları içindir” üzerinden yeni bir tartışma alanı açılır. Kent hakkı, kentsel kaynaklara erişime yönelik bireysel özgürlüklerin çok ötesinde kenti değiştirmek suretiyle kendimizi değiştirme / kendi geleceğimizi belirleme hakkıdır. Gündemdeki kentsel dönüşüm projeleri düşünüldüğünde insan merkezli bir kentsel dönüşüm yaklaşımını oluşturmanın önünde ciddi sorun alanları var. Dönüşümün sadece geçici bir çözüm olarak çeşitli altyapı sorunlarıyla dolu binalar dikmek yerine konuyu  daha geniş bir ölçekten ele alıp dönüşümün sosyal, ahlaki boyutlarını düşünmek ve kenti betonlaştırmanın kentin kimliğine yapılacak en büyük zarar olduğunu düşünmekte fayda vardır.
Kağıthaneyi ele alırsak kentsel dönüşüm adı altında yapılan çalışmaların Kağıthane'deki gecekonduları yıkıp beton bloklar dikmekten öteye gidemediğini görüyoruz. Fabrikaların kentin dışına atılmaya çalışıldığı bölgede mevcut sanayi alanları tek tek ofis, avm rezidansa dönüşmektedir. Bölgenin tek yeşil yeri olan cendere vadisindeki rekreasyon alanı bölgenin dışına atılmış bir şey ifade etmeyen belirsiz, tek bir aks üzerinde kentliyle kopuk bir biçimde var olmaktadır. Yapılar tek tek bakıldığında kentsel muhalefet açısından çeşitli yetersizlikler ve güçsüzlükler içerisindeler. Yeni yapılan yapılar ise birbirini tekrar eden ve bir kimliğe sahip olmayan yapılardır. Yaşayanların dönüşüm adı altında yapılmak istenenlerin farkındalığında olmamaları dönüşümün gelecek zamanlarda ortaya çıkaracağı felaketin bir habercisidir.
                                                    Kağıthanede dönüşüm alanları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder